26 Mayıs 2008 Pazartesi

üç.

"atölye”nin içi, küçücük bir alana sıkışmış kocaman bir dünyaydı adeta. dönerci dükkanından daha büyük olmadığını görüyordu ramon, ama atölyenin her köşesine “derinlik” büyüsü yapılmış gibiydi. dört duvara sonsuza uzanan kitaplıklar monte edilmişti sanki. ramon kafasını kaldırdı ama kitaplığın nerede bittiğini göremedi, oysa tavan çok alçaktı. etrafta hummalı bir koşturmaca vardı; ufak adamlar ve kadınlar kitap taşıyor, rafları düzenliyor, gizli gizli çene çalıyorlardı. “hoşgeldiniz efendim” dedi sonra arkasından bir ses. irkilerek döndü ramon...

0 yorum: