7 Ekim 2008 Salı

dokuz.

ramon’un vücudu dayanamadı fırtınaya, sürüklendi, bayıldı. ağzındaki buruk kan tadıyla uyandı sonra, atölye’deydi. etrafını küçük adamlar sarmıştı yine. doğruldu, ne olduğunu sormak istemedi, soramadı. kendisini don quijote'ye göndermiş olan adam hemen karşısındaydı. “çok iyiydiniz efendim, yoruldunuz. ama dinlenecek hiç vakit yok. uzun bir yolculuğa çıkmanız gerekiyor.” dedi. ramon bir şey şöyleyemeyeceğini biliyordu, sustu. adam o zamana kadar arkasında gizlediği ellerinde bir kitap tutuyordu şimdi. ramon'a kendi rolünü oynamak düştü, okudu: “küçük prens”.